Post-2020 Men’s Style Guide
While we’re still very much in the midst of the COVID-19 pandemic, progress is undoubtedly being made globally with a rise in successful vaccinations and a gradual return to ‘normality’ through the re-opening of retail, events and entertainment, as well as the relaxation of previous social restrictions. Although there is still a long way to go until we’re out of the woods, we are inevitably in a more equipped position than we were twelve months ago.
As we slowly move out of an era where sweatpants reigned supreme and loungewear was the new luxury, we’re beginning to see a gradual change in style, trend and consumer habits. We’ve already touched on and predicated some key trends for SS21 and Pre-fall, but we wanted to further highlight some broad men’s style trends as we get further into the season and look ahead towards Fall 21/22. As Samuel Trotman remarks, denim has been a key fabric for transitioning the consumer out of their stay-at-home sweatpants and into their back-to-work wardrobes, providing the comfort and security we know that denim can offer. And this perspective shouldn’t be underestimated in the current context, as we emerge out of one of the most turbulent times in the modern age and seek a new normal, anxiety and apprehension are at an all time high. Consumers crave for something familiar and comforting, with denim providing that reassurance. The power of the jean is arguably at an all time high and we’re confident it will continue to be so as we head into 2022.
Volume- Comfort is King
Prior to 2020 the industry had seen a rise in looser, more volume driven shapes. With the skinny jean declared dead, the male consumer was already moving towards a wider silhouette which takes influence from street style, baggy 90’s fits and traditional Japanese silhouettes. With roomy top blocks, straight legs or a slight taper, comfort is king and the slimmer silhouette is seen as out-dated. In addition, men’s retail also sees a transition towards these shapes in a trouser, not just a jean. Rather than a dated and boring chino, loose fitting outdoor inspired trousers, military fatigues and works pants continue to be a firm favourite for hypebeasts, heritage heads and thrifters alike. The key here is a garment which aids movement and allows for freedom rather than being restrictive and uncomfortable.
New Raws - A Fresh Start
Although seemingly a contradiction to the above, the male consumer continues to invest in raw denim. Unwashed and ready to be broken in, the allure and appeal of a classic dark indigo jean remains strong. Driven by the journey, this consumer sees a new pair of raw denim jeans as a fresh start and the beginning of something new. The start of the next chapter. Rather than re-visiting old jeans that have been laying dormant during the pandemic, they would rather harness the opportunity to experiment with a different (often looser) fit than they’re used to while still retaining all the magic of raw denim. There is also a strong argument for the reliability and comfort of a ‘classic’, in as much as the consumer sees security in the time-honored process of wearing-in raw denim and the comfort - both metaphorically and physically - of a more traditional tried-and-tested jean like the 501.
Recycle and Re-use
Even during the height of the COVID-19 pandemic, we saw a spike in the popularity of craft. Whether that took the form of mending or making, many of us took the opportunity to reinvest in what we already had. Whether that was patching an old pair of worn jeans or up-cycling fabric for another purpose, the approach of ‘make do and mend’ has never been so popular. This has also resulted in a continued demand for vintage, secondhand and thrifted denim, as a way to lessen our impact on the environment and channel some nostalgic style. While this isn’t necessarily a new phenomenon, it is hard to see this as a passing trend or fad. With sustainability being the most popular catchphrase and buzzword amongst the fashion industry at large, this is one way in which consumers can feel confident that they aren’t contributing to environmental decay while getting still getting their fashion fix or satisfying their desire for something ‘new’ in their wardrobe. Of course, mending and repairing isn’t a new technique either, with traditions like Japanese sashiko and boro having been around for centuries. This appreciation for slow made and hand crafted also ushers in a broader dialogue about brand loyalty and product choice; where consumers are buying new, they now want to know what their favourite is doing to combat the effects of the fashion industry on our planet and just what materials their jeans are made of. photo credit to Liquor Store Clothing ****
2020 Sonrası Erkek Stil Rehberi
COVID-19 salgınının hâlâ ortalarında olsak da aşılama başarısındaki artış, mağaza, etkinlik ve eğlence alanlarındaki kısıtlamaların kaldırılmasının yanı sıra sosyal alandaki kısıtlamaların da esnetilmesiyle "normal" hayata dönüş sürecini başlattık ve epey yol katettik. Önümüzde uzun bir yol olsa da aydınlığa doğru yol aldığımız söylenebilir... On iki ay önce olduğumuzdan çok daha iyi bir yerde olduğumuz kesin...
Eşofmanların hüküm sürdüğü, pijamaların odak noktası hâline geldiği dönemden yavaş yavaş çıkarken, trendlerde ve tüketici davranışlarında değişimler görüyoruz... Samuel Trotman'ın da dediği gibi ‘denim’ tüketicilerin evde giydikleri eşofmanlardan, günlük hayata döndükleri kombinlere, hem konfor hem güven hissi içerisinde adapte eden önemli bir kumaştır. Bu bakış açısı mevcut bağlamda da göz ardı edilmemelidir. Modern çağın en çalkantılı dönemlerinin birinden çıkıp yeni ‘normaller’ arayışındayız, endişe ve tedirginlik seviyelerimiz en üst düzeyde. Tüketiciler, denimin sağladığı özgüven ve konfor hissini arıyor. Jean’in gücü, tüm zamanların en üst seviyesinde diyebiliriz. Bu trendin 2022'yi karşılayacağımız günlerde de devam edeceğini düşünüyorum.
Hacim: Konfor Her Şeydir
2020 yılından önce, endüstri trendleri bol ve hacimli tasarımlara odaklanmıştı. Skinny Jean’lerin modasının geçmesiyle erkek tüketiciler sokak stilinden, 90'ların bol giyim modasından ve geleneksel Japon görünümünden ilham alan daha geniş bir görünüme yönelmeye başlamıştı. Bol üstler, düz inen veya hafif darlaşan paçalarla konfor her şeyden önemli hâle gelmiş, dar kesimler rafa kaldırılmıştı. Bunların yanı sıra erkek giyim üreticileri de bu modelleri yalnızca Jean’lerde değil diğer pantolonlarda da üretmeye başladı. Eski ve alışılagelmiş chino pantolonlardan ziyade rahat dış giyimden ilham alan pantolonlar, askeri giyim tasarımına sahip pantolonlar ve işçi pantolonları, modayı takip etmeyi sevenler, eski trendlerden hoşlananlar ve ikinci el alışveriş düşkünleri için favoriler arasında yer almaya devam ediyor. Bu modellerde en önemli nokta; hareketi kolaylaştıran ve özgürlüğe olanak sunan tasarımdır.
Yeni Raw Denimler: Yeni Bir Başlangıç
Yukarıda bahsettiğimiz trendlerden farklı bir yaklaşım olsa da, erkek tüketiciler raw denimleri tercih etmeye devam ediyor. Yıkanmamış ve giyilmeye hazır, koyu indigo Jean’lerin büyüleyici ve klasikleşmiş görünümü tüketici üzerinde hâlâ güçlü bir etkiye sahip. Raw denim serüveninde yola çıkan tüketici, bu yolculuğu yeni bir başlangıç olarak görüyor. Hayatının bir sonraki bölümüne geçmiş gibi hissediyor. Salgın öncesinde giydikleri Jean’lere dönmek istemeyenler raw denimin büyüsünü taşıyan farklı kesimleri (genelde daha bol olanları) denemeyi seçiyor. "Klasikleşmiş" olanın güvenilir ve konforlu olduğuna dair inanış da tüketicinin uzun süredir giyilen ham denimlerde hem mecaz hem gerçek anlamda konfor hissetmesine neden oluyor olabilir. Niteliklerini kanıtlamış geleneksel “501” gibi denimler bu düşünceyi destekliyor.
Geri dönüşüm ve tekrar kullanma
COVID-19 salgınının üst noktalara ulaştığı dönemlerde el işlerinin popülerliğinin arttığını gördük. Sahip olduğumuz ürünleri onararak veya yeni ürünler elde ederek bunları değerlendirmeye çalıştık. Eski Jean’lerin söküklerini dikmek veya kumaşları farklı kullanımlar için dönüştürmek gibi faaliyetlerle "onar ve kullan" yaklaşımını benimsedik. Çevre üzerindeki etkilerimizi azaltmak ve nostaljik tarzları yansıtmak istememiz sonucunda vintage ve ikinci el denimlere yönelik talebin devam ettiğini gördük. Yeni bir fenomen olmasa da bunun geçici bir trend veya heves olarak görülmesi de imkânsız. Moda endüstrisinin en popüler sloganlarından biri hâline gelen sürdürülebilirlik, tüketicilerin çevresel bozulmaya neden olmadıklarını bilerek modaya uymasına ve gardıroplarına yeni parçalar ekleme arzularını tatmin etmesine olanak sağlıyor. Onarım ve tamir yeni teknikler değil elbette. Yüzlerce yıldır uygulanan Japon sashiko ve boro gelenekleri bunun bir göstergesi. Emekle ve elle hazırlanan ürünlerin takdir görmesi, marka sadakati ve ürün seçimiyle ilgili diğer konuları da açığa çıkarıyor. Artık tüketiciler yeni ürünler alırken en sevdikleri markaların moda endüstrisinin gezegenimiz üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için neler yaptığını ve Jean’lerin hangi malzemelerden üretildiğini bilmek istiyor.
To view full content and a better mobile experience, try