Over the past century, the popularity of denim has grown immensely, and that's hardly surprising. Denim continues to transcend gender, age, class and has all the characteristics for daily wear as it is durable yet comfortable and strong yet soft at the same time. It's truly universal, it has it all. As the fabric became more popular, and technique and know-how improved, mankind did with denim what it did with many other things - changing a highly sought-after product and its small scaled production process into mass-production, making it accessible and affordable for everybody. Despite all these changes, denim kept many of its wonderful characteristics, but arguably the industry lost its steerability and authenticity along the way. Time went by and the realization came that we can no longer continue to produce denim at the expense of the environment, and thus a countermovement started to gain popularity. Leading denim makers started to look for 'greener' solutions little by little, in search for a responsible denim business-model, and with great successes. For the last few years, world-changing sustainable solutions and innovations have succeeded one another, and if we continue like this, the denim industry will become the sustainable leader spearheading a textile revolution.

The current state of affairs

With the perspective of being a leading and inspiring industry in terms of sustainability, all these years of investment and development have already addressed one of the biggest obstacles: our mindsets. Where the industry was built to make a product as cheap as possible, it has now shifted to making denim in a much more responsible way. This was a significant mountain to climb because we needed to change the way we were looking at denim and its supply chain, we had to change our culture and our values. While sustainability was a nice feature for a collection just a few years ago, it is now unthinkable to ignore or refuse the importance of responsible manufacturing. Where Covid initially seemed to throw a spanner in the works, it actually further emphasized the vulnerability of life and reinforces the core values which we apply to sustainability. Covid made us realize that we're not invincible and that our actions have dramatic consequences, especially when we decide to ignore the urgency and necessity to take responsibility. The past 1.5 years further highlighted that a sustainable and responsible denim industry is the only healthy future, which we need to embrace. 'Sustainability' is no longer just a trend, it is firmly embedded in the fundamentals of the denim industry and wider textile world at large. Together we have identified the vulnerabilities, the environmental footprint and the blind spots of the industry, which together form our core foundation of change. Together we have formulated a clear goal, which is to use the latest technologies and solutions to reduce the industry's impact on the environment and to embrace our new 'green' future. Together we have put 'sustainability' on the agenda and it's clear that we're working towards a circular denim supply chain with closed loops.

Community above industry

We often refer to the denim industry as being a 'small world', a community or a family sharing a common passion. Instead of a poisoned or cold industry, the denim industry is a gathering of mainly people who are fans of the product, and this manifests itself in a unique code of conduct and 'relaxed' interaction between people. An authentic and true enthusiasm. It obviously does not detract from the fact that earning money and profit is a priority, but the collaborative atmosphere in combination with healthy competition can cause developments and innovations - giving further confidence to a future in which the denim industry will succeed in limiting its environmental footprint. The 'community spirit' is an advantage with a view to purifying the industry, as change on such a large scale can never be made possible by only a few companies. Companies throughout the entire supply chain have begun to join forces in taking responsibility, and they will continue to encourage other companies to follow their path. Together we have managed to create awareness, willingness and the possibilities to purify our industry, and we will continue to do so.

The Future of Denim

The only step forward is one towards a responsible and sustainable pair of jeans, reducing the environmental impact for the whole lifecycle of a garment. Starting with the raw materials, every stage until a garment is at the end of its lifecycle - and even beyond - needs to be redesigned and redefined time after time, as sustainability goes further than just the production stage. While the production stage will continue to reduce the use of water, chemicals and energy for making denim, we need to continue to make the consumer aware of their environmental footprint (and that of their jeans). The consumer use part is of the utmost importance, as this is one of the main footprints of the garment's environmental impact, by frequently washing and eventually replacing the product. As a community, it is our responsibility to not only make a better product, it is also our responsibility to equip the end-consumer with knowledge to make a better and more considered choice. As makers, we have to be transparent about the 'dark side' of our industry and the ways we have invented to do better. Instead of greenwashing, we need to equip the consumers with knowledge and practical tips and tricks to do their part. The denim community is on the right track, and we can't help but get excited about it. As a whole we have accepted that there is no room for pollutive harmful companies in our industry, and we are all improving step by step. Side by side. If we continue to develop and innovate, join forces and involve the end-consumer, we will succeed in our mission to purify the industry. Here's to a brighter blue (and more green) denim future.

Denim Endüstrisi Kendini Daha Temiz Hale Getirme Görevini Nasıl Başaracak ?

Denim ürünlerin popülerliği geçtiğimiz yüzyılda katlanarak arttı ve bu, hiç de şaşırtıcı değil. Denim; cinsiyet, yaş ve sınıf sınırlarının ötesine geçmeyi sürdürüyor ve aynı anda hem dayanıklı hem de rahat, hem güçlü hem de yumuşak bir kumaş olarak günlük giyim ürünlerinin tüm özelliklerini içinde barındırıyor. İstenen tüm özelliklere sahip olan bu kumaş, gerçek anlamda evrenseldir. Kumaş daha da popüler bir hâl alıp teknolojik bilgi birikimi ve kullanılan teknikler geliştikçe insanlar da diğer pek çok ürüne yaptığı şeyi denim ürünlere de yaptı: Büyük rağbet gören bir ürünü nispeten küçük ölçekli üretim sürecine dahil ettiler ve seri üretime geçerek herkes için ulaşılabilir ve uygun fiyatlı hâle getirdiler. Denim tüm bu değişikliklere rağmen harika özelliklerinin çoğunu korusa da sektörün yönlendirilebilirliğini ve özgünlüğünü kaybettiği iddia edilebilir. Zaman geçtikçe çevreye zarar verme pahasına denim üretmeye devam edemeyeceğimiz anlaşıldı ve böylece karşı bir hareket popülerlik kazanmaya başladı. Lider denim üreticileri yavaş yavaş “daha yeşil” çözümler ve sorumlu bir denim iş modeli aramaya başladı ve büyük başarılara ulaştı. Son yıllarda dünyayı değiştiren sürdürülebilir çözümler ve yenilikler birbiri ardına geldi ve böyle devam ederse denim sektörü, tekstil devrimine öncülük eden bir sürdürülebilirlik lideri olacak.

Mevcut durum

Sürdürülebilirlik konusunda ilham veren lider bir sektör olan denim sektöründe gerçekleşen bunca yıllık yatırım ve geliştirme faaliyetleri, en büyük engellerden biri olan zihniyetlerimizi de ele aldı. Sektör, ürünü mümkün olduğunca ucuz hâle getirme hedefiyle kurulsa da artık denim üretimini çok daha sorumlu bir şekilde gerçekleştirmeye odaklanıyor. Bu, son derece zorlu bir görevdi çünkü denim kumaşa ve tedarik zincirine bakış açımızı, kültürümüzü ve değerlerimizi değiştirmemiz gerekiyordu. Sürdürülebilirlik birkaç yıl önce koleksiyonlar için artı bir değer gibi görünmüş olsa da artık bir trend olmaktan çıkmıştır ve günümüzde sorumlu üretimin öneminin görmezden gelinmesi veya reddedilmesi düşünülemez. Başlangıçta bu çalışmalara bir engel teşkil ettiği düşünülen COVID, hayatın kırılganlığını bir kez daha vurguladı ve sürdürülebilirliğe uygulanan temel değerleri pekiştirdi. COVID, yenilmez olmadığımızı ve özellikle sorumluluk almanın aciliyetini ve gerekliliğini görmezden geldiğimizde eylemlerimizin dramatik sonuçlar doğurduğunu anlamamızı sağladı. Geçtiğimiz 1,5 yılda sürdürülebilir ve sorumlu bir denim sektörünün tek sağlıklı gelecek olduğunu ve bu geleceği kucaklamamız gerektiğini vurguladı. “Sürdürülebilirlik” artık yalnızca bir trend olmaktan çıktı ve denim sektörünün ve genel olarak tekstil dünyasının temellerine işlendi. Sektörde değişimimizin temel unsurları olan zafiyetleri, çevresel ayak izini ve kör noktaları birlikte tespit ettik. Birlikte net bir hedef belirledik: en yeni teknolojileri ve çözümleri kullanarak sektörün çevre üzerindeki etkisini azaltmak ve yeni “yeşil” geleceğimizi kucaklamak. Bir araya gelerek “sürdürülebilirliği” gündeme aldık ve açıkça görülebileceği üzere döngülerin kapalı olduğu döngüsel bir denim tedarik zinciri oluşturmak için çalışmaya başladık.

Topluluk, endüstriden üstündür

Denim sektörünü genellikle ortak bir tutkuyu paylaşan “küçük bir dünya”, bir topluluk veya bir aile olarak ifade ediyoruz. Denim sektörü, zehirli veya soğuk bir sektörden ziyade ürünün hayranı olan insanların bir araya geldiği bir oluşumdur. Bu durum, sektörün benzersiz davranış kurallarında ve insanlar arasındaki “rahat” etkileşimde de görülebilir. Bu, özgün ve gerçek bir tutkudur. Elbette para kazanmak ve kâr etmek bir öncelik olmayı sürdürmektedir ancak iş birliğini teşvik eden atmosfer ve sağlıklı rekabet, gelişmeleri ve yenilikleri de beraberinde getirebilmekte, böylece denim sektörünün çevresel ayak izini sınırlama konusunda başarılı olacağına dair güveni artırmaktadır. Böyle geniş bir ölçekte yapılacak değişimler yalnızca birkaç şirket tarafından gerçekleştirilemeyeceği için “topluluk ruhu”, sektörü arındırma açısından bir avantajdır. Tedarik zincirinin dört bir yanındaki şirketler, sorumluluk almak için güçlerini birleştirmeye başladılar ve diğer şirketleri de onların izinden gitmeye teşvik ediyorlar. Birlikte sektörümüzü arındırmak için farkındalık, istek ve olanaklar yaratmayı başardık ve bu başarımızı sürdüreceğiz.

Denimin Geleceği

İleriye dönük olarak atılacak tek adım, jeanlerin çevre üzerindeki etkisini ürünün tüm yaşam döngüsü boyunca azaltarak sorumlu ve sürdürülebilir jeanler üretmeye odaklanmaktır. Sürdürülebilirlik yalnızca üretim aşamasıyla sınırlı olmadığı için ham maddeden başlayarak ürünün yaşam döngüsünün sonuna ulaşıncaya kadar ve daha sonrasında geçeceği tüm aşamaların defalarca yeniden tasarlanması ve tanımlanması gerekmektedir. Üretim aşamasında denim üretmek için kullanılan su, kimyasal ve enerji miktarını azaltmaya devam ederken tüketicilerin, kendilerinin ve jeanlerin çevresel ayak izi konusundaki farkındalığını artırmayı da sürdürmemiz gerekmektedir. Müşterilerin giysiyi sık sık yıkaması ve sonunda yeni bir giysiyle değiştirmesi nedeniyle giysinin çevre üzerindeki etkisinin başlıca ayak izlerinden biri olan müşteri kullanımı aşaması son derece önemlidir. Topluluk olarak sorumluluğumuz, yalnızca daha iyi bir ürün üretmek değil, son tüketicilere daha iyi ve bilinçli seçimler yapmaları için gereken bilgileri de sunmaktır. Üreticiler olarak sektörümüzün “karanlık yüzü” ve daha iyisini yapmak için geliştirdiğimiz yöntemler hakkında şeffaf olmamız gerekmektedir. Sürdürülebilir yıkama yapmak yerine tüketicilere üzerlerine düşeni yapmaları için bilgi, pratik ipuçları ve püf noktaları sunmalıyız. Denim topluluğu doğru yolda ilerliyor ve bu durum bizi ister istemez heyecanlandırıyor. Hepimiz sektörümüzde kirletici ve zararlı şirketlere yer olmadığını kabul ettik ve omuz omuza, adım adım gelişiyoruz. Gelişmeyi, inovasyonu, güçlerimizi birleştirmeyi ve son tüketicileri sürece dâhil etmeyi sürdürdüğümüz takdirde sektörü arındırma misyonumuzda başarıya ulaşacağız. Denim sektöründe daha parlak (ve daha yeşil) bir geleceğe ulaşmayı diliyoruz.